Hayvan Çiftliği

5 Aralık 2015

Hayvan Çiftliği / Animal Farm

İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşır diye bir söz vardır ya hani; işte birazdan size anlatmaya çalışacağım oyun bu durumdan birazcık farklı. Hayvanlar düşünün, farklı türlerle de gayet düzeyli iletişim kurabiliyor, plan yapabiliyor ve o planları uygulamaya koyabiliyor. İkna kabiliyeti olan bir hayvan düşünün, düşünmeye alışmamış canlıların olduğu bir ortamda ne kadar da yönlendirme gücüne sahiptir öyle değil mi? Bir gün yemeği azaltıyorsun, bir gün dinlenme saatlerini ama kimse sana neden demiyor ya da isyan etmiyor. Sen ne verirsen onu yiyor, sen ne yap dersen onu yapıyor. Sonra da yanına kattığın kolluk kuvvet ile düşünme becerisini elde edebilen canlıları sindiriyorsun veya öldürüyorsun, durum daha da senin lehine dönüyor. Sonra ne mi oluyor? Sonra hayvanların bu masala kandığı gibi insanlar da bu masala kanıyor işte… Hâlbuki bu oyundaki birçok hayvan biraz daha kararlı, biraz daha dik başlı olabilse; kendi başına düşünebilme, sorgulayabilme yeteneğine sahip olsa hiçbir hayvan haklarından men edilemezdi öyle değil mi?

Ne diyordu oyunda; “Hayvanlar eşittir” Bu eşitlik mevki, tür, cinsiyet gözetmeksizin herkes içindir; ama oyunun sonunda gerçek dünya ile çok güzel bir bağlantı kuruluyor ve şu cümle bizi gerçekleri bir kez daha sorgulamaya itiyor; “Hayvanlar eşittir, bazıları daha eşittir!”

Gerorge Orwell’in fabl tarzında kaleme aldığı Hayvan Çiftliği romanı hayvanlar dünyası paravanında insanların zincirlenmiş hayatlarını gözler önüne sermeye devam ediyor, tiyatro sahnesinde bu roman uyarlaması oyunu izlerken tiyatro sanatçılarımızın harika performanslarını ağzınız açık seyredeceğinize eminim.

“Dünyaca ünlü İngiliz yazar George ORWELL’ın çağdaş klasikler arasına girmiş ve bir başyapıt olarak kabul edilen Hayvan Çiftliği adlı romanından uyarlanmış bu oyunda, bir çiftlikte yaşayan hayvanların kendilerini sömüren insanların yönetimini devirmeleri ve eşitlikçi bir düzen kurmaları anlatılır. Ama zamanla hayvanların zeki ve iktidar düşkünü önderleri domuzlar, insanlardan daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kuracaklardır.”