Denethor

eDenethor

Denethor Künye:

Irk: İnsan
Dil: Westron
Cinsiyeti: Erkek
Soy: Gondorlu İnsan- Vekilharç Hurin Hanedanı
Ebeveynleri: Babası Vekilharç II.Ecthelion, annesinin adı bilinmiyor.
Karısı ve Çocukları: Finduilas; Boromir ve Faramir
Doğum Tarihi: 3.Çağ 2930
Hüküm Yılları: 3.Çağ 2984 – 3019
Ölüm Tarihi: 3.Çağ 3019
İkamet Ettiği Yerler: Minas Tirith
Taşıdığı Ünvanlar: Gondor Vekilharcı, Minas Tirith Lordu

Yüzük Savaşından Önce Denethor

2930 yılında doğdu. Babası II. Ecthelion’dur. Annesinin adı bilinmiyor. İki kız kardeşi vardır. Finduilas ile evlenmiş ve ondan Faramir ile Boromir adında iki erkek çocuğa sahiptir.

Soyu eski Numenor krallığından geliyordu. Uzundu ve bir kralı çağrıştırıyordu. Koyu renk gözleri ve uzun kavisli bir burnu vardı. Bedeninin dinçliğini kaybetmemesi için yanında sürekli kılıcını taşırdı. Denethor Minas Tirith’in arşivlerinden birçok şey öğrenmişti. Ve öğrendiğini unutmazdı. Denethor çok zeki ve dikkatli biriydi. Babası Ecthelion’un döneminde Gondor’a Thorongil isminde bir yabancı gelmişti. Babası Gondor ordusuna karada ve denizde büyük zaferler kazandıran bu komutanı sevse de Denethor’un gözü pek tutmamıştı. Çünkü Thorongil babasına Gri Gandalf’a güvenmesini, Ak Saruman’dan ise uzak durmasını tavsiye ediyordu. Denethor ise Gandalf’ hakkında çok olumlu şeyler düşünmüyordu.

II.Denethor, Gondor’un kralın olmadığı zamanlarda görev yapmış son Vekilharcıdır. 35 yıl boyunca Gondor’u yönetmiş ve halkını tehditlere karşı korumuştur. Özellikle Sauron’un saklandığı yerden çıkıp tekrar kara kulesine döndüğü zamanlarda görev yaptığı için omuzlarına ağır bir yük yüklenmiş bir Vekilharç’tır.

Denethor’un Ailesi

Kendinden 20 yaş küçük, Dol Amroth’un kızı Finduilas ile evlenmiştir. Denethor onu çok seviyordu. Ancak Finduilas Minas Tirith’in duvarları arasında mutlu değildi. Denizi özlüyordu ve Mordor’un karanlığı onu sürekli tedirgin ediyordu. Denethor’un Palantiri kullandığını biliyordu. Ve her kullanışında omuzlarına bir ağırlık bindiğinin farkındaydı. Onun için de üzülüyordu ve evlendikten 11 yıl sonra öldü. O öldükten sonra Denethor daha sert ve içine kapanık oldu.

Denethor’un küçük oğlu olan Faramir ve Boromir birbirlerini severler ve kollamaya çalışırlardı. Denethor açıkça Boromir’i daha çok sevse de aralarında bir sorun yoktu.

Vekilharçların asıl görevi, kral şehirde olmadığı zamanlar halkı yönetmek ve korumaktı. Gondor çok uzun bir süre kralsız kaldığı için aslında kralın yetkilerine sahiptiler ama hiçbir zaman kral olarak anılmadılar. Bu konuda küçük Boromir şöyle sormuştu Denethor’a:

Bir vekilharcın kral olması için kaç yüz yıl gerekir, eğer kral geri dönmezse?

‘‘Birkaç yıl yeter, sadakatin daha az olduğu yerlerde.’ diye cevap vermişti Denethor ‘’Gondor’da on bin yıl bile yetmez.’

 

Denethor Palantir’i Kullanıyor

Vekilharçlığının başlarında Palantiri kullanmıyordu. Palantiri kullanmaya başladıktan kısa bir süre sonra Palantirde gördüklerine inanmaya başlamıştı. Bu yüzden onu kullanmanın inceliklerini öğrenmek için uzun süre çalıştı. Sahip olduğu Palantir Anor’un Taşı idi ve uzun yıllar önce Echelion’un Kulesinde bulunuyordu. Denethor Palantiri kullanan ilk vekilharçtır. Düşüncelerini yoğunlaştırarak Orta Dünya’da olan şeyleri izlemeye çalışıyordu. Ancak bir süre sonra Sauron’un ona gösterdiklerini izlemeye başladı. Ona sürekli yıkım ve karanlık şeyler gösteriyordu.

Vekilharçlar bunun sadece kendileri tarafından bilinen bir sır olduğuna hükmetmiş oldukları halde çok önce, Yedi Gören Taş’ın en önemsizlerinden birinin burada Ak Kule’ye saklandığını tahmin etmiştim. Dirayetli günlerinde, kendi gücünün sınırlarını bildiği için Denethor taşı kullanmaya veya Sauron’a meydan okumaya cesaret etmemişti,”

“Fakat irfanı tükendi. Ve korkarım ülkesinin içinde bulunduğu tehlike arttıkça o da Taş’a baktı ve kandırıldı: Herhalde Boromir ayrıldığından beri oldukça sık baktı. Karanlık Güç’ün iradesine boyun eğmeyecek kadar güçlü biriydi; bununla beraber sadece Güç’ün görmesine izin verdiği şeyleri görebildi. Elde ettiği bilgiler, kuşkusuz, genellikle işine yarıyordu; yine de ona gösterilmiş olan Mordor’un büyük kudretinin görüntüsü onun gönlünü ümitsizlikle doldurmuştu, ta ki sonunda aklını alaşağı edene kadar.

Gandalf, Kralın Dönüşü

Boromir ve Faramir’in Rüyası

Denethor’un küçük oğlu olan Faramir ve Boromir birbirlerini severler ve kollamaya çalışırlardı. Denethor açıkça Boromir’i daha çok sevse de aralarında bir sorun yoktu.

Karanlık güçlenip saldırılar hızlandığı zamanlar kardeşi ile birlikte gördükleri rüyalarda sözü geçen şeylerin anlamını öğrenmek için Faramir Ayrıkvadi’ye gitmek istemişti. Ancak Boromir bu yolculuk tehlikeli olduğu için Boromir gitmek istedi. Böylece Denethor gönülsüzce de olsa izin verdi.

Kırılmış olan kılıcı ara:
Onu Imladris’te bulacaksın;
Orada Morgul büyülerinden güçlü
Nasihatler alacaksın.
Göreceksin beliren alameti
Kıyameti haber verecek sana
Uyanacak Isildur’un felaketi;
Ve buçukluk atılacak öne.

Şiirde sözü geçen kılıcın, Sauron’un parmağından Tek Yüzük’ü koparıp alan Narsil olduğunu anlamıştı. Ve Imladris’in, Yarı Elf Elrond’un yaşadığı yer olduğunu, doğru cevabı orada bulacaklarını öğütlemişti.

Boromir’in Ölümü

Yüzük Savaşı sırasında kardeşlikle beraber yola çıkan oğlu Boromir Frodo’dan Tek Yüzük’ü almaya çalışmış ve pişman olmuştu. Amon-Hen’de uğradıkları bir Uruk-hai pususunda Pippin ve Merry’i korumaya çalışırken Ugluk ile okçuları tarafından öldürülmüştür.

Parth Galen’in bir mil kadar ötesinde, gölden pek uzak olmayan küçük bir açıklık alanda Boromir’i buldu. Sırtını ulu bir ağaca dayamış, sanki dinleniyormuş gibi oturuyordu. Fakat Aragorn onun bir sürü kara tüylü okla deşilmiş olduğunu gördü; kılıcı hâlâ elindeydi ama kabzasına yakın bir yerden kırılmıştı; ikiye yarılmış borusu yanı başındaydı. Etrafında ve ayaklarının dibinde bir yığın ork ölmüş yatıyordu.

Aragorn, Boromir’in yanına diz çöktü. Boromir gözlerini aralayıp konuşmaya çalıştı. Nihayet ağzından ağır ağır birkaç söz döküldü. “Frodo’dan yüzüğü almaya çalıştım,” dedi. “Çok üzgünüm. Cezamı çektim.”

Bakışları devrilen düşmanlarına kaydı; en az yirmisi orada yatıyordu. “Gittiler: Buçukluklar: Orklar onları aldı. Galiba ölmediler. Orklar onları bağladı.” Durdu ve gözleri yorgunlukla kapandı. Bir süre sonra tekrar konuştu.

“Elveda Aragorn! Minas Tirith’e git ve halkımı kurtar! Ben yenik düştüm.”

“Hayır!” dedi Aragorn, elini tutup alnından öperken. “Sen kazandın! Pek az insan böyle bir zafer kazanmıştır. Huzur içinde ol! Minas Tirith düşmeyecek!”

Boromir gülümsedi.
“Ne tarafa doğru gittiler? Frodo yanlarında mıydı?” diye sordu Aragorn.

Ama Boromir bir daha konuşmadı.

Boromir’in borusunun sesi Gondor’dan duyulmuştu, ama kendisi ne dağdan ne de denizden geri dönmedi.

Faramir Frodo ve Sam’i Yakalıyor

Frodo, Tek Yüzük’ü yok etmek için Mordor’a giderken Ithilien’de Faramir ve adamları tarafından fark edilip ona bazı sorular sorulmuştu. Bu sorgu sırasında Faramir bu konuyu dile getirmiştir.

Faramir, her zaman için Gandalf ile dost olmuş ve onun dediklerine önem vermiştir. Gandalf arşivlerinden bilgi edinmek için Minas Tirith’i ziyaret ettiğinde her zaman onunla sohbet ederek yeni şeyler öğrenmeye çalışırdı. Ancak Denethor, Faramir’in bu davranışını ona sadakatsizlik olarak görürdü.

Boromir’in ölümünün acısını çekiyordu. Boromir’i çok severdi, özellikle de birbirlerine benzemedikleri için severdi. Frodo ve Sam de ölüm haberini Faramir’den almışlardı. Çünkü Faramir Osgiliath’ın Batı Kıyısında nöbet tuttuğu bir gün abisinin bedenini taşıyan kayığı görmüştü.

Fakat Faramir Boromir gibi Yüzük’ün etkisi altına girmemişti. Frodo ve Sam’i erzak ve ekipman verip bıraktı.

Gandalf Minas Tirith’e Geliyor

Gandalf ile Pippin Pelennor Çayırları Savaşı’nın öncesinde Minas Tirith’e geldiklerinde Vekilharç Denethor’un huzuruna çıktılar.

Yerleri kaldırım taşı döşeli uzun ve boş bir geçitten geçtiler; giderken Gandalf Pippin’e alçak bir sesle, “Sözlerine dikkat et Efendi Peregrin!” dedi. “Hobbit küstahlığının zamanı değil. Theoden Müşvik ve yaşlı bir adamdı. Denethor ayrı bir cinstir; mağrur ve kurnaz, kendisine kral denmese bile çok daha büyük bir soya ve güce sahip biridir. Fakat oğlu Boromir hakkındaki bilgileri sen verebileceğin için en çok seninle konuşacak ve seni uzun uzun sorguya çekecektir.

“Oğlunu çok severdi: Belki de haddinden fazla; birbirlerinden farklı oldukları için daha da çok severdi. Fakat bu sevgi görüntüsü altında, öğrenmek istediği şeyleri benden çok senden öğrenebileceğini düşünecektir. Ona, gereğinden fazlasını anlatma; Frodo’nun görevi ile ilgili meseleyi karıştırma. Bu konuyla daha sonra ilgileneceğim. Aragorn hakkında da bir şey söyleme, eğer çok mecbur kalmazsan.”

Bu arada kuşatmanın yaklaştığının bilincinde olan Denethor Rohan’a yardım için ulaklar göndermişti çoktan.

Denethor Pippin’i Hizmetine Alıyor

Denethor

Peregrin, bir sadakat gösterisi olarak Denethor’un emrinde bir asker olmayı teklif etti. Bu hareketi ile Denethor’un saygısını kazandı.

“İnsanların büyük bir hükümdarı bir hobbitten, kuzey Shire’lı bir buçukluktan pek fazla bir hizmet ummaz kuşkusuz; ama öyle de olsa, ben borcuma karşılık olarak emrinize amade olduğumu bildirmek isterim size.”

Böylece kurşuni renkli pelerinini yana savurarak küçük kılıcını çekti ve Denethor’un ayaklarının dibine bıraktı.

Tıpkı bir kış akşamı görünen soğuk güneşin pırıltısı gibi soluk bir tebessüm gelip geçti yaşlı adamın yüzünden; ama başını eğerek, borunun kırık parçalarını kenara bırakıp elini uzattı. “Silahı bana ver!” dedi.

Pippin kılıcını kaldırarak, kabzasını yaşlı adama uzattı. “Nereden geldi bu?” dedi Denethor. “Üzerinde çok çok uzun yıllar var. Bu kılıç, geçmişin derinliklerinde Kuzey’de yaşayan akrabalarımız tarafından yapılmış herhalde öyle mi?”

“Kılıç, ülkemin sınırlarında bulunan höyüklerden çıktı.” Dedi Pippin. “Ama sadece kötü kişiler yaşıyor şimdi orada ve onlar hakkında daha fazla şey anlatmaya da gönlüm yok.”

Denethor hobbit ve diğer yol arkadaşlarının değişik şeyler yaşadıklarını belirtti ve onu hizmetine kabul etti. Pippin’e ilk emri, başından geçenleri anlatması oldu.

İlerleyen günlerde Denethor’un ülkesinin dışında olan bitenle ilgili çok bilgisi olduğunu fark etti Pippin. Oysa ki Gondor’un dışına at sürmeyeli çok olmuş gibiydi.

Faramir Minas Tirith’e Dönüyor

Minas Tirith’e dönen Faramir Denethor’a rapor vermişti. Fakat Denethor oğlunun Yüzük’ü öylece düşmana göndermesine sinirlenmişti. Bunun üzerine Gandalf elinde olsa Yüzük’e ne yapardı diye sordu Denethor’a. Şöyle cevap verdi Denethor:

“Hiçbirini. Ama kesin olarak, hiç şüphe yok ki bu şeyi, Düşman kaybettiği şeyi tekrar ele geçirirse diye, tamamen yok olmamızı göze alarak, en ahmak olanın bile hayallerin in ötesinde olan bir tehlike içine yollamazdı. Hayır bu şey alıkonulmalıydt, karanlık ve derin bir yerde saklanmalıydı. Kullanılmamalıydı derim ben, tabii nihai bir ihtiyaç anı olup da kullanılırsa o başka; kullanılmamalı ve onun ulaşamayacağı, ya da ancak, ölmüş olacağımız için bizi artık etkile- meyecek bir zaferle ulaşacağı bir yere bırakılmalıydı.”

Bir süre daha Gandalf ile tartıştılar.

 

Bir an için Denethor’un gözleri Gandalfa bakarken panldadı ve Pippin ikisinin iradesi arasındaki gerginliği hisseti; fakat sanki artık bakışları gözden göze giden kılıçlar gibiydi, birbirlerine çarptıkça şimşek çakıyordu. Pippin tehlikeli bir darbeden korktu. Fakat aniden Denethor gevşedi ve yeniden buz gibi biri oldu. Omuzlarını silkti.

“Eğer bende olsaydı! Eğer sende olsaydı!” dedi. “Böyle sözler, eğerler boşuna. Artık Gölge’ye gitti; onu ve bizi ne gibi bir sonun beklediğini zaman gösterecek.”

Denethor Faramir’i Savaşa Geri Yolluyor

Ertesi gün toplantıda nereye destek gönderilmesi gerektiği konuşuldu. Denethor Cair Andros’a kadar adam gönderilemeyeceğini düşünüyordu. Fakat Anduin kolayca düşmana bırakılmamalıydı:

“Nehir’in ve Pelennor’un savaşmadan teslim edilmesini kabul edemem. Eğer burada hâlâ hükümdarının iradesini yerine getirecek kadar yürekli bir komutan varsa.” O zaman hepsi sustu ama kısa bir sessizlikten sonra Faramir şöyle dedi: “Ben sizin iradenize karşı çıkmıyorum. Boromir’den yoksun olduğunuza göre, onun yerine ben gidip elimden geleni yapacağım eğer emriniz buysa.”

“Emrim bu,” dedi Denethor.

“O halde hoşça kalın!” dedi Faramir. “Ama eğer geri dönersem, hakkımda daha iyi şeyler düşünün artık!”

“Bu senin geri dönüş biçimine bağlı,” dedi Denethor.

Böylece Faramir bey atını sürdü yine cepheye.

Denethor’un Yarma Harekatı

Denethor

Mordor ordusu eninde sonunda kuşatmaya başlayacaktı. Fakat Denethor’un amacı Mordor’u mümkün olduğunca yıpratmaktı. Faramir Mordor ordularına karşı büyük bir mücadele verdikten sonra geri çekilmeye başlamıştı. Bu sırada yukarda kulede Gandalf Denethor’a bir yarma harekatının gerekliliğinden bahsediyordu. Fakat Denethor ona hey şeyin çoktan hazır olduğunu söyledi.

Böylece Denethor’un emriyle borular üflendi ve yarma harekatı başladı. Bu noktada kaçan düşmanı takip eden ve organizasyonunu yitirmiş olan Mordor ordusu ağır bir darbe aldı. Fakat Denethor atlıları kaybetmemek için çok uzaklaşmalarına izin vermedi ve düşman toparlanmadan geri çekilme emrini verdi.

Fakat Faramir harekat sırasında ağır yaralanmıştı. O gece adamlar Denethor’un odasından şimşek çakar gibi ışıklar çıktığını görmüşlerdi. Sonra hükümdar aşağı indiğinde yüzü kül gibiydi, oğlunun yüzünden daha ölü.

Mordor orduları aynı anda Pelennor’a yayılmışlardı. Böylece şehir kuşatılmıştır.

Denethor’u Yakmak İçin Çatılan Odunlar

İşte Denethor o zaman oğlu Faramir’i ne kadar sevdiğini anlamış ve onunla beraber ölmek için kendisi ile birlikte yakılmasını emretmiştir. Ama Faramir daha ölmemişti. Damarlarında ölümcül bir zehir gezse bile ölmemişti. Ancak Denethor bu acı karşısında çılgına dönmüştü. Böylece bütün umudunu yitirmişti ve artık tamamen gölgelerin içindeydi. Ayrıca düşmanın gerçek silahı olan Tek’i bulduğunu düşünüyordu. Faramir Minas Tirith’e geri getirildiğinde Pippin de Denethor’un yanındaydı.

“Ağlamayın beyim,” diye kekeledi. “Belki de iyileşir. Gandalf’a sordunuz mu?”

“Beni büyücülerle avutma!” dedi Denethor. “Ahmağın umudu suya düştü. Düşman onu buldu, artık gücü artıyor; düşüncelerimizi teker teker biliyor, ne yaparsak yapalım boşuna.

“Oğlumu nankörce, kutsamadan gereksiz bir tehlikeye yolladım ve işte burada damarlarında zehirle yatıyor artık. Yo, yo, artık savaşta ne olursa olsun benim soyum tükeniyor; Vekilharçlar Sülalesi dahi başaramadı. Tepelerde hırsız gibi saklanan insanların krallarından kalanları da kötü insanlar yönetecek ta ki birer birer avlanıncaya kadar.”

Kapıya, Şehir’in Hükümdarı’nı çağıran adamlar dayandı. “Hayır, aşağıya inmeyeceğim,” dedi. “Oğlumun yanında kalmalıyım. Her şey bitmeden önce hâlâ konuşma ihtimali var. Fakat buna da bir vakit kalmadı. Kimi isterseniz onu izleyin, hatta umutları suya düşmüş olsa da Gri Aptal’ı bile izleyebilirsiniz. Ben burada kalacağım.”

Denethor Pippin’i Gönderiyor

“Şehir’in ilk dairesi yanıyor beyim,” dediler. “Emirleriniz nedir? Hâlâ Hükümdar ve Vekilharçsınız. Herkes Mithrandir’i izlemiyor. Adamlar surlardan kaçıp, surları korumasız bırakıyor.”

“Neden? Neden kaçıyor ahmaklar?” dedi Denethor. “Madem eninde sonunda yanacağız bir an önce yanmakta yarar var. Şenlik ateşinize geri dönün! Ben mi? Ben şimdi cenazemi yakmak için hazırlanan odun yığınının üzerine gideceğim. Kendi yığınımın üzerine! Denethor ile Faramir’in mezarı olmayacak! Mezar yok! Mumyalanmış ölümün uzun ve yavaş uykusu yok artık. Batı’dan buraya gemiler gelmeden önceki barbar krallar gibi yanacağız. Batı kaybetti. Gidin geri, yanın!”

Haberciler selam ve cevap vermeden dönüp kaçtılar.

Artık Denethor ayağa kalkmış ve biraz önce elinde tuttuğu Faramir’in ateşli elini bırakmıştı. “Yanıyor, daha şimdiden yanıyor,” dedi hüzünle. “Ruhunun evi ufalanıyor.” Sonra yavaşça Pippin’e doğru giderek, ona baktı.

“Elveda!” dedi. “Elveda Paladin oğlu Peregrin! Hizmet süren kısa oldu ve artık sonuna yaklaşıyor. Kalan o az süreden de azat ediyorum seni. Git artık sence en uygun şekil nasılsa öyle öl. Ve kiminle istersen onunla, hatta ahmaklığı seni bu ölüme getirmiş olanla bile. Hizmetkârlarımı yolla bana ve git. Elveda!”

Gandalf Faramir’i Kurtarmaya Geliyor

Pippin Gandalf’ı, kendisiyle beraber Faramir’i yakmak üzere olan Denethor’un yanına getirmişti:

“Oğlumu benden ayırmayın! Bana sesleniyor.”

“Sesleniyor,” dedi Gandalf, “fakat sen henüz onun yanına varamazsın. Çünkü ölümün eşiğindeyken onun şifa araması gerek, bulamasa da. Senin görevine gelince, senin Şehir’inin savaşına çıkman lazım, orada ölüm seni bekliyor olabilir. Bunun böyle olduğunu sen de gönülden biliyorsun.”

“Bir daha uyanmayacak,” dedi Denethor. “Savaş boşuna. Neden daha fazla yaşamayı isteyelim? Neden ölüme yan yana gitmeyelim?”

“Hüküm sana verilmemiş Gondor’un Vekilharcı, kendi ölümünün saatini tespit etmen için,” diye cevap verdi Gandalf. “Ve sadece Karanlık Güç’ün etkisi altındaki kâfir krallar böyle yaparlar, kibir ve yeisle kendilerini yok edip kendi ölümlerini kolaylaştırmak için akrabalarını öldürürler.” Sonra kapıdan geçerek Faramir’i bu ölümcül evden çıkardı; Faramir’i buraya taşımış olan ve o anda sundurmada duran sedyeye yatırdı. Denethor onu izleyip, yüzünde oğluna duyduğu hasret, titreyerek durdu. Ve bir an için herkes elem içindeki Hükümdarı sessiz ve hareketsiz seyrederken o duraksadı.

“Haydi!” dedi Gandalf. “Bize ihtiyaçları var. Senin yapabileceğin çok şey var daha.”

Sonra aniden güldü Denethor. Yeniden uzun boyuyla mağrur bir biçimde dikildi ve çarçabuk geriye, masanın yanına sıçrayarak, başının altına yastık etmiş olduğu şeyi aldı. Sonra kapıya gelerek örtüyü çekti ve o da ne! Elleri arasında bir Palantir tutuyordu. Bunu yukarı kaldırdıkça, seyredenlere kürenin içi içten gelen bir alevle parlıyor gibi geldi, öyle ki Hükümdar’ın ince yüzü sanki kızıl bir ateşle aydınlatılıyordu; siyah gölgelerle kesin hatlara sahip yüzü sert bir taştan kesilmiş gibi soylu, mağrur ve korkunç duruyordu. Gözleri parladı.

Denethor’un Deliliği

“Kibir ve yeis!” diye haykırdı. “Ak Kule’nin gözlerinin kör olduğunu mu zannetmiştin? Hayır, senin bildiğinden daha çoğunu gördüm Gri Ahmak. Çünkü senin umudun cahillikten başka bir şey değil. Git o halde, şifa bulmaya çalış! Git de dövüş! Kibir. Çünkü bir günlüğüne, savaş alanında azıcık bir yerde bir zafer kazanabilirsin. Fakat şu anda uyanmakta olan Güç’e karşı zafer kazanılamaz.”

“Bu tür nasihatlerin Düşman’ın zaferini kesinleştireceğine kuşku yok,” dedi Gandalf.

Fakat Denethor iyice delirmişti. Gandalf’ın onun ayağını kaydırıp yerine Aragorn’u geçirmeye çalıştığını zannediyordu:

“Fakat sana söylüyorum Gandalf Mithrandir, ben sana alet olmayacağım! Ben Anarion Hanedanı’nın Vekilharcı’yım. Bir zıpçıktının bunak teşrifatçısı olmak için aşağıya adım atmam. İddiası bana kanıtlanmış olsaydı bile, yine de sadece Isildur’un soyundan geliyor, o kadar. Ben öyle birine, hükümranlık ve asaletten çok önce yoksun kalmış düzensiz bir hanedanın son üyesine boyun eğmem.

“Ne yaparsın o zaman,” dedi Gandalf, “eğer isteğine karışılmayacak olsaydı?”

“Her şeyin, yaşamım boyunca olduğu gibi olmasını isterdim,” diye cevap verdi Denethor, “ve benden önceki atalarımın zamanında, barış içindeki bu Şehir’in Hükümdarı olmak ve tahtımı kendi kendinin efendisi olan, bir büyücünün çırağı olmayan oğluma bırakmak isterdim. Fakat eğer kader bunu bana vermiyorsa o halde hiçbir şey istemiyorum: ne sönük bir yaşam, ne bölünmüş bir sevgi, ne de eksilmiş bir onur.”

“Bana, sadakatle görevini teslim eden bir Vekilharç ne sevgi, ne de onurda alçalmaz gibi geliyor,” dedi Gandalf. “Ayrıca en azından, ölümü hâlâ kesin değilken oğlunun elinden seçeneğini çalmış olmazsın.”

Denethor’un Ölümü

Bu sözlerle Denethor’un gözleri yeniden alevlendi; Taş’ı kolunun altına kıstırarak bir bıçak çekti ve tabuta doğru yürüdü. Fakat Beregond ilerin atılarak kendini Faramir’in önüne sürdü.

“Demek öyle!” diye haykırdı Denethor. “Daha şimdiden oğlumun sevgisinin yarısını kazanmıştın. Şimdi silahşorlarımın kalplerini çalıyorsun ki sonunda onlar beni oğlumdan tamamıyla mahrum bıraksınlar. Fakat en azından şu konuda benim isteğime karşı koyamayacaksın: Kendi sonuma hükmetme isteğime.”

“Buraya gelin!” diye bağırdı hizmetkârlarına. “Gelin, hepiniz de alçak değilsiniz ya, gelin!” Bunun üzerine ikisi, merdivenlerden onun yanına koştu. Çabucak birisinin elindeki meşaleyi kaparak eve geri sıçradı Denethor. Gandalf ona engel olamadan sopayı yakacakların arasına soktu ve odunlar hemen çıtırdayarak alevle gürledi.

Sonra Denethor masaya sıçrayarak orada durdu. Ve ateş ile duman etrafında çelenk olurken o, ayaklarının dibinde duran Vekilharçlık asasını alıp dizinde kırdı. Parçalan alevlere atarak eğilip masanın üzerine uzandı ve Palantir’i her iki eliyle iyice kavrayarak göğsünün üzerine koydu. Ve derler ki, ondan sonra Taş’a kim bakarsa baksın, eğer başka bir amaca çevirmek için büyük bir iradesi yoksa sadece alevler içinde buruşup yok olan iki yaşlı el görürmüş.

Gandalf acı ve dehşetle yüzünü çevirdi, kapıyı kapattı. Bir süre için düşünceler içinde durdu sessizce eşikte, diğerleri içeriden gelen ateşin açgözlü gürleyişini dinlerken. Sonra Denethor’dan büyük bir haykırış duyuldu; daha sonra bir daha ne konuştu, ne ölümlü insanlar arasında görüldü.

“İşte böylece gelip geçti Ecthelion oğlu Denethor,” dedi Gandalf.

Eğer Orta Dünya hayranıysanız, bizi TwitterInstagram ve Facebook üzerinden takip etmeyi unutmayın!

Yüzüklerin Efendisi dizisiyle ilgili son haberleri takip etmek için portalımıza, Orta Dünya ile ilgili tartışmalara katılmak için de forumumuza mutlaka bir göz atın.

YouTube ve Twitch kanallarımıza da bekleriz.

 

 

Mutlaka Okuyun!

Pengolodh

Pengolodh

Hayatı Pengolodh, Nevrast’ta Sindar elfi bir leydi ile Noldor beyinin çocuğu olarak doğan bir Elfti. …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir